Fotoğrafın icadıyla beraber sanatta büyük değişimler yaşanmaya başlamıştır. Fotoğraf ve sinema, tıpkı resim gibi sanatın birer parçaları olmayı başarmışlardır. Plastik sanatların ün kazandığı bu süreçte yeni ve önemli sanatçılar ortaya çıkmıştır. Nuri Bilge Ceylan, fotoğraf ve filmleriyle önemli sanatçılardan biri olmayı başarabilmiştir. Ceylan, sahnelerinde toplumsal çelişkileri, insanın kendisiyle ve toplumla olan sorunlarını ele almaktadır. Sahnelerinde, geniş ve kuşbakışı bir görünüme yer vererek izleyiciye aktarmıştır. Ceylan’ın sahneleri, sinematografik ve resimsel bakımdan incelendiğinde, Pieter Bruegel’in kuşbakışı manzaraları, Rembrandt’ın ışık-gölge sahneleri, Cezanne’ın mekân-figür kompozisyonları ve Caspar David Friedrich’in yalnızlık sahnelerinin resimsel ve üslupsal etkileri fark edilmektedir. Özellikle Pieter Bruegel’in resimlerindeki doğa ve insanın bütünlüğü, kuşbakışı manzaraları ve geniş bir peyzaj içerisine konumlanan farklı fakat eş zamanlı olay örgülerini, Nuri Bilge Ceylan’ın sahnelerinde de görebilmek mümkündür. Filmlerinde durağan sahnelere, sıradan ve günlük olaylara yer veren sanatçı yaşamın içinde var olan herhangi bir anın filme konu olabileceğini göstermektedir. Ceylan’ın filmleri bu bağlamda Tarkovsky sinemasıyla ve Rus edebiyatının durağanlığıyla benzerlik göstermektedir. Ceylan’ın filmlerinde Çehov tarzı öykücülüğü sinematografik açıdan görebilmek mümkündür. Araştırma kapsamında Nuri Bilge Ceylan’ın sahnelerinin özellikle Pieter Bruegel resimleriyle olan ilişkileri incelenmiş, Nuri Bilge Ceylan’ın fotoğraf ve film sahneleriyle Pieter Bruegel’in resimleri karşılaştırılarak gözlemlenmiştir. Araştırmanın bulgular ve resimlerle desteklenerek anlatımı güçlendireceği öne sürülmüştür.
With the invention of photography, great changes began to occur in art. Photography and cinema have managed to become parts of art, just like painting. In this process where plastic arts gained fame, new and important artists emerged. Nuri Bilge Ceylan managed to become one of the important artists with his photographs and films. In his scenes, Ceylan deals with social contradictions and the problems of man with himself and society. In his scenes, he conveyed to the audience a wide and bird's-eye view. When Ceylan's scenes are examined in terms of cinematography and painting, the pictorial and stylistic effects of Pieter Bruegel's bird's eye views, Rembrandt's light-shadow scenes, Cezanne's space-figure compositions and Caspar David Friedrich's loneliness scenes are noticed. It is especially possible to see the unity of nature and humans in Pieter Bruegel's paintings, bird's eye views and different but simultaneous plots positioned within a wide landscape, in Nuri Bilge Ceylan's scenes. The artist, who includes static scenes and ordinary and daily events in his films, shows that any moment in life can be the subject of a film. In this context, Ceylan's films are similar to Tarkovsky's cinema and the stasis of Russian literature. It is possible to see Chekhov-style storytelling in Ceylan's films from a cinematographic perspective. Within the scope of the research, the relationships of Nuri Bilge Ceylan's scenes, especially with Pieter Bruegel's paintings, were examined, and Nuri Bilge Ceylan's photographs and film scenes were compared and observed with Pieter Bruegel's paintings. It has been suggested that the research will strengthen the narrative by supporting findings and pictures.