Cumhuriyetin kurulması sürecinde ve ilanını izleyen dönemde Kemalist Devrim'in, ana fikri milli bir tarih yazımı olan bir çaba içine girdiği görülmektedir. Bu çabanın neticesinde 1930 yılında Türk Tarihinin Ana Hatları başlıklı bir kitap yayınlanmıştır. Kitapta temel savı, “Dünya medeniyeti Orta Asya’dan ve Türklerden diğer yerlere ve milletlere geçmiştir” olarak ifade edilebilen Türk Tarih Tezi ileri sürülmektedir. Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanan ve Atatürk tarafından ismi konulan Belleten Dergisi’nde, farklı zamanlarda Türk Tarih Tezi’nin konu edildiği görülmektedir. Özellikle derginin yayınlandığı 1937 yılında ve onu takip eden yılda bu makalelerin yoğunlaştığı görülmektedir. Afet İnan, İsmail Hakkı Uzunçarşılı ve Şemsettin Günaltay bu konuda Belleten Dergisi’nde makalelerini yayınlamıştır. Çalışmada, Belleten Dergisi’nde 1937 ve 1938 yıllarında söz konusu tarihçiler tarafından Türk Tarih Tezi konusunda ele alınan çalışmalar, bu teze getirilen eleştiriler kapsamında çok boyutlu bağlamda değerlendirilecektir.
In the period following the establishment and proclamation of the republic, it is seen that the Kemalist Revolution was engaged in an endeavour to create national historiography. As an outcome of such endeavour, a book titled Türk Tarihinin Ana Hatları (Outlines of Turkish History) was published in 1930. The main argument of this book is the Turkish History Thesis, which can be expressed with the concept "World civilization has passed from Central Asia and Turks to the other places and nations.". It is seen that the Turkish History Thesis was discussed in Belleten Journal from time to time, which was published by The History Foundation of Turkey and named by Atatürk. Such articles were intensified especially in 1937 when the journal was published, and the following year. Afet İnan, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, and Şemsettin Günaltay published articles on this subject in Belleten Journal. In this study, the studies relating to the Turkish History Thesis discussed by the subject historians in Belleten Journal in 1937 and 1938 will be evaluated in a multidimensional context within the context of the criticisms on such thesis.