Osmanlı Devleti’nde eski eserlerin toplanması ve kaçakçılıkla ilgili ilk ciddi düzenlemeler bürokrat aydın grubun öncülüğünde 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı sonrasında başlatılmıştır. Zira yaklaşık bir asırdır Osmanlı Devleti’nin Batı ile olan ilişkilerinde Avrupa’yı yakından tanıma fırsatı bulmaya başlayan Osmanlı bürokratları, Yunan-Roma eserlerinin Avrupa’nın kültürel değerleri açısından sahip olduğu önemin farkına varmıştır. Osmanlı topraklarından çıkarılan tarihi eserlere 19. yüzyıldan itibaren Avrupalıların artan ilgisi ve bu ilginin giderek dış siyasetin önemli bir aracı haline gelmeye başlaması da, Tanzimat sonrasında Osmanlı bürokratlarının yeni düzenlemeler yapmasını kaçınılmaz hale getirmiştir. Bu nedenle Osmanlı Devleti, 1840’tan itibaren eski eser politikasını, bir yandan zaten sahibi olduğu Yunan-Roma eserlerini kadim dünyanın kültürel mirasçıları olduklarını savunan uluslar kulübüne girmek, diğer taraftan ise Osmanlı toprağında ortaya çıkarılan arkeolojik eserleri Osmanlı mirasına dâhil etmek olarak benimseyecektir.
The first Ottoman attempts to collect and to preserve the antiquities began after the proclamation of the Tanzimat in 1839. Thanks to the westernization and the modernization of the Empire, the Ottoman statemen became aware of the importance of the antiquities which were sought after by the western governments for their new museums. After 1840, the presence of large number of western adventurers and smugglers who were after the antiquities necessitated new regulations and legislations to protect the cultural heritage of the Empire. The new regulations and laws concerning the antiquities and founding new museums were surely intended to show that the reformed empire was part of the modern European world.