İlköğretim Çağında Sosyal ve Duygusal Öğrenme Becerilerinin Gelişiminde Okulların Rolü

Author:

Year-Number: 2022-60
Yayımlanma Tarihi: 2022-06-29 14:27:10.0
Language : Türkçe
Konu : Psikoloji
Number of pages: 1127-1132
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

In the 21st century, which is characterized as the age of development and change, social and emotional learning skills (SELS) come to the fore. SELS can be discussed under the headings of self-awareness, self-control, social awareness, responsible decision making, and relationship skills. Although these titles are encountered with different names, the common goal is to raise individuals who are aware of their own feelings and responsibilities, and who can maintain healthy relationships with their environment. These skills also seek answers to questions such as the reason for conflicts behind relationships, why some students show more procrastination behavior than others. The purpose of societies is to raise productive and beneficial generations. Learning these skills in social environments such as home and school increases the role of schools in the primary school age when attention is directed to a social environment outside the home. In this context, social and emotional learning (SEL) programs are organized in schools. SEL is the learning process in which adaptive behaviors and social skills for social relations are developed in children. In this review, in order to raise awareness in educational institutions, the relationship between SEL and some concepts including the learning process in schools has been focused. For this purpose, the relationship between social and emotional learning skills of primary school children and variables such as peer and teacher relationships, and academic success was investigated. In this article, the conceptual framework has been discussed and the important findings of studies on similar issues have been used. Compared to the international literature, it has been seen that the resources related to the subject in our country are insufficient. These skills should be considered as a continuous process, not as a goal to be achieved in schools.

Keywords

Abstract

Gelişim ve değişim çağı olarak da nitelendirilen 21. yüzyılda, sosyal ve duygusal öğrenme becerileri (SDÖB) öne çıkmaktadır. SDÖB, öz-farkındalık, öz-denetim, sosyal farkındalık, sorumlu karar verme, ilişki becerileri başlıkları altında ele alınabilmektedir. Bu başlıklara farklı isimlendirmelerle rastlanılsa da içerdikleri anlam aynı temele varmaktadır. Genel amaç kendi duygularının ve sorumluluklarının farkında, çevresiyle sağlıklı ilişkiler sürdürebilen bireylerin yetişmesini sağlamaktadır. Bu beceriler aynı zamanda ilişkilerin ardındaki çatışmaların nedenine, bazı öğrencilerin diğerlerine kıyasla neden daha fazla erteleme davranışı gösterdiği gibi sorulara yanıt aramaktadır. Toplumların amacı üretken, topluma faydalı nesiller yetiştirmektir. Bu becerilerin ev, okul gibi sosyal ortamlarda öğrenilmesi, ilginin ev dışında bir sosyal çevreye yöneldiği ilköğretim çağında okullara düşen rolü artırmaktadır. Bu kapsamda okullarda sosyal ve duygusal öğrenme programları (SDÖ) düzenlenmektedir. SDÖ, çocuklarda sosyal ilişkilere yönelik uyumlu davranışların ve sosyal becerilerin geliştirildiği öğrenme sürecidir. Bu çalışmada, eğitim kurumlarında farkındalık oluşturmak amacıyla, SDÖB ile okullardaki öğrenme sürecini içeren bazı kavramların ilişkisine odaklanılmıştır. Bu amaçla, ilköğretim çağındaki çocuklarda SDÖB’nin, akran ve öğretmen ilişkileri, akademik başarı gibi değişkenlerle ilişkisi incelenmiştir. Derleme yöntemiyle hazırlanan bu makalede, kavramsal çerçeve ele alınmış, benzer konularda önemli görülen çalışma bulgularından yararlanılmıştır. Uluslararası literatüre kıyasla Türkiye’de konuyla ilgili kaynakların yetersiz olduğu görülmüştür. Bu becerilerin, okullarda ulaşılması gereken bir hedef değil, devamlılığı olan bir süreç olarak ele alınması gerekmektedir.

Keywords