Author :
Abstract
Avustralya, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında üçlü bir güvenlik paktı olarak 15 Eylül 2021’de ilan edilen AUKUS’da, Avustralya’nın konvansiyonel silahlı ve nükleer enerjiyle çalışan denizaltılara sahip olması merkezi bir yer tutmaktadır. Nükleer enerjiyle çalışan denizaltıların AUKUS içindeki bu merkezi konumuna rağmen AUKUS’un Çin'in bölgede artan askeri, siyasi ve ekonomik varlığına bir yanıt olarak ortaya çıkmış olduğu ve Hint-Pasifik’te Çin’i baskılayacak ve hatta onu çevreleyecek stratejilerin uygulanabilmesini mümkün kılacak bir iradeyi yansıttığı da dikkate alınmalıdır. Bu yönüyle Çin’in çevrelenmesi gibi fazlasıyla zorlu ve tehlikeli bir amacın/politikanın parçası olan AUKUS, ABD ve Avustralya için güvenlik temelinde önemliyken Brexit sonrasında küresel bir vizyona sahip olma iddiası taşıyan Birleşik Krallık açısından da büyük bir fırsat sunmaktadır. Bu makale, Çin'in Avustralya için oluşturduğu güvenlik tehdidini, AUKUS’un ortaya çıkış koşullarını ve AUKUS'un Avustralya'nın güvenliğini nasıl etkilediğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bununla birlikte makalede, Avustralya açısından AUKUS’un kabulü ve Avustralya’nın realist temelde izlediği dış politika gerekçelendirilerek, AUKUS’un geleceği, Avustralya’nın güvenliği açısından yorumlanmıştır. Makale, AUKUS'un ilanı sonrasında Avustralya’nın kendi kaderini Hint-Pasifik’te Birleşik Krallık ve özellikle de ABD ile birleştirtildiği iddiasındadır. Bu bağlamda Avustralya geleceğine ilişkin olarak aldığı bu önemli kararla, AUKUS'un beraberinde getirebileceği olumlu ve olumsuz sonuçları da peşinen kabul etmiştir.
Keywords
Abstract
AUKUS announced on 15 September 2021 as a trilateral security pact between Australia, the United Kingdom (UK), and the United States of America (USA). Delivery of conventionally armed and nuclear-powered submarines to Australia is central in the AUKUS pact. Despite this central place of nuclear-powered submarines in the pact, it should be considered that it emerged as a response to China's growing military, political, and economic presence in the region. Also, the AUKUS pact reveals a will, which is implementing a strategy that would suppress China in the Indo-Pacific and even implement a containment policy against China. In this respect, the pact is part of a difficult and dangerous goal/policy such as the containment of China. While the AUKUS pact is crucial for the security of the USA and Australia. It also presents a significant opportunity for the UK to expand its global vision following Brexit. This article intends to explain the security challenges posed by China to Australia, the reasons behind the creation of the AUKUS pact, and its impact on Australia's security. In addition, the article justifies the acceptance of the AUKUS pact from Australia's perspective. It also discusses Australia's foreign policy based on realism and interprets the future of the pact based on Australia's security. The article claims that after the declaration of the AUKUS pact, Australia merged its destiny with the UK and especially the USA in the Indo-Pacific. In doing so, Australia has accepted in advance the positive and negative consequences that the pact might bring.
