Batının geliştirdiği ve dünyaya yaydığı modernizm, içinde barındırdığı pek çok açmaz nedeniyle belli dönemlerde tıkanmış ve farklı ölçeklerde krizlere yol açmıştır. Söz konusu krizlerin giderek artan yıkıcı etkilerinin en aza indirilmesi çabası içerisine giren modernizmin uygulayıcısı niteliğindeki kesimler, bu kez suçu modernizmin yarattığı kuralcılık ve belirleyiciliğe yükleyerek, sözde kuralcılık ve belirleyiciliğe karşı olduğu savı ile post-modern düşünceyi insanlığa servis etmişlerdir.
Batı bu post-modernist söylem ile kendini aşmaya, yeni bir değerler dizisi oluşturmaya çalışırken aslında, varılan bu sürdürülemezlik gerçeği karşısında, eleştiri ve süreci doğruya yöneltme fırsatını başkasına bırakmadan yine kendisi yapmıştır.
Bu sürecin daha başında modernizm çabalarına izleyici olarak katılım gösteren Doğu ise, gün yüzüne çıkan geri kalmışlığını giderme çabasıyla diğer tüm kaygılarından azade ve her ne pahasına olursa olsun ekonomik büyüme performansına odaklanmış biçimde umarsız bir koşu içinde olmuştur.
Yapılan bu çalışmada, 80’li yıllarla birlikte devreye giren neoliberal küreselleşme sürecinde yaygın olarak uygulanan finansal liberalizasyon politikaları ile eş anlı olarak gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye’de ortaya çıkan olumsuzlukların nedenselliğinin belirlenmesi amaçlanmaktadır
Modernism, which the West developed and spread to the world, was blocked in certain periods due to the many dilemmas it contained and led to crises of different scales. The practitioners of modernism, trying to minimize the increasingly destructive effects of the aforementioned crises, have this time put the blame on the normativeness and determinism created by modernism, and they have served the post-modern thought to humanity with the argument that it is against so-called rule-making and determinism.
While the West is trying to overcome itself and create a new set of values with this post-modernist discourse, in fact, in the face of this unsustainable reality, it has done it itself without leaving the opportunity to direct the criticism and process to the right.
The East, which participated in the efforts of modernism as a spectator at the very beginning of this process, has been in a desperate run, free from all other concerns and focused on economic growth performance at any cost, in an effort to eliminate its backwardness.
In this study, it is aimed to determine the causality of the negativities that emerged in developing countries and Turkey simultaneously with the financial liberalization policies widely applied in the neoliberal globalization process that came into effect with the 1980s.