1915 tarihinde muharebenin nasıl bir şekil alacağı hala belirsizdi. Faysal daha sonraları yaptığı bir söyleşide başkent İstanbul'daki bu durumu şu şekilde anlatmıştır;İstanbul'a vardığımda Çanakkale'ye saldırı ertesinde durumu çok kargaşa içinde gördüm. Herkes benden derhal Arabistan'a dönmemi ve İmparatorluğu maceraları sürükleyen bu vahim durumlar hususunda babamı uyarmamı istediler. Türkler o esnada arşivlerini ve önemli devletle ilgili değerlerini Anadolu'ya taşımaktaydılar. Böyle olunca müfritlere (milliyetçi Arap taleplerini savunanlar) katılmaya ve bir an önce babam Şerif Hüseyin'e Arabistan'a kurtarmasında yardım etmek için İstanbul'dan Mekke'ye dönmeye karar verdim.
It was still unclear what shape the battle would take in 1915. In an interview he made later, Faysal described this situation in the capital Istanbul as follows; Everyone asked me to return to Arabia immediately and warn my father of these dire circumstances that were driving the adventures of the Empire. At that time, the Turks were carrying their archives and important state-related values to Anatolia. As such, I decided to join the extremists (who were advocating nationalist Arab demands) and return to Mecca from Istanbul as soon as possible to help my father, Sharif Hussein, save Arabia.