Şiddet gündelik hayatta toplumsal ilişkileri kuran ve bozan, yapıcı ve yıkıcı bir olgudur. Antropologlarca yapılan çalışmalardan çıkan sonuca göre şiddetten ne anlaşıldığı kültürden kültüre değişmektedir. O halde şiddetin ne anlama geldiği, neyin şiddet neyin şiddet olmadığı kültürel referanslara bağlı olmaktadır. Burada belirleyici olan Türkiye toplumunda ve Sinemasında hangi kültürel yapının şiddeti anlamlandırdığı ve şiddete neden olduğudur. Bu bağlamda ağırlıklı olarak Armağan kültürü öne çıkmaktadır.1990’ lı yıllardan günümüze Türk Sinemasında şiddetin gerek içerik gerekse biçim ile olan ilişkisinde Armağan kültürü ile karşılaşılmaktadır. İçerik bağlamında 1990 sonrası Türk Sinemasında şiddetin nedeni olarak Armağan kültürü ile bağlantılı itibar, prestij, statü, onur, rekabet, kıskançlık, meydan okuma, utanç, küçük düşme ve aşağılanma korkuları görülmektedir. Biçim bağlamında ise şiddet yine Armağan kültürü ile bağlantılı, bedenlerin ve nesnelerin abartılı imhasına dayalı olarak temsil edilmektedir.
Violence is a constructive and destructive phenomenon that creates and disrupts social relations in everyday life. According to the results of studies done by anthropologists, what we understand from violence varies from culture to culture that is directly related to it. Decisive here, Cinema and society in Turkey which cultural structure it makes sense of violence and cause violence. In this context predominantly the gifts culture stand out. From the 1990’s to the present day in Turkish Cinema, In the relation of violence with content and form, it is encountered with gift culture. In the context of content, the fears of prestige, status, honor, competition, jealousy, challenge, shame, humiliation and humiliation associated with the gift culture are seen as the cause of violence in Turkish cinema after 1990. In the context of form, violence is again associated with the gift of culture, based on the exaggerated destruction of bodies and objects