Doğu Avrupa coğrafyasının önemli halklarından biri olan Kazaklar, kendilerine has yaşam tarzlarıyla oldukça dikkat çeken bir topluluk olmuştur. Şüphesiz bu özelliğini, kitlesel isyancı yapısına ve kendi içindeki örgütlülüğüne borçludurlar. XVIII. yüzyılın başlarında Don ve Dinyeper bölgesindeki Kazaklar, egemenliği altında yaşadıkları Rusya’ya karşı direnç göstermişlerdir. Osmanlı Devleti de bölgedeki çıkarları doğrultusunda, daha önce çatışmış olduğu Kazakları Rusya karşısında desteklemeye başlamıştır. Poltova Savaşı ve Bulavin İsyanı sonrasında Ruslardan kaçan Kazaklara sınırlarını açarak onları korumaya çalışmıştır. XVIII. yüzyılın ikinci yarısına gelindiğinde Osmanlı Devleti’nin, Ağnad ve Potkalı adını verdiği Kazakları himaye ederek Tuna Nehri kıyısındaki yerlere iskan ettiği görülmüştür. Savaşçı olan Kazaklar orduda istihdam edilmiş, geri kalanlar ise yerleştirildikleri yerlerde geleneksel yaşantılarına devam etmiştir. Osmanlı Devleti, bu süreçte söz konusu Kazaklara gereken her türlü desteği sağlamış ve bunları diğer tebaasından farklı tutmayarak himaye etmiştir. Böylelikle Kazaklar, Osmanlı’nın sosyal hayatına dâhil edilerek, devletin tebaa şemsiyesi altında yaşayagelmişlerdir. Çalışmamız, XVIII. yüzyılda Osmanlı topraklarına gelip yerleşen ve tebaa haline gelen Ağnad ve Potkalı Kazaklarını konu almıştır. Bu kapsamda Kazakların himaye edilmesi boyutunun, gelişen olaylar neticesinde iskan sürecine nasıl dönüştüğü incelenmiştir. Gerek Ağnad ve gerek Potkalı Kazaklarının Osmanlı topraklarında hangi statüde bulundukları, nasıl tanımlandıkları tartışılmış; iskân edildikleri yerlerde yerel halkla ve birbirleriyle olan ilişkileri tespit edilmeye çalışılmıştır.
The Cossacks, one of the important peoples of Eastern Europe, were a remarkable community with their unique lifestyles. Undoubtedly, they owed this feature to the mass rebel structure and their organization. At the beginning of the XVIIIth century, the Cossacks on the Don and Dnieper region showed resistance against Russia which they lived under his sovereignty. Depending on his interests of the region, the Ottoman Empire started to support the Cossacks, who had been conflicted before, against Russia. After the Battle of Poltova and Bulavin Rebellion, by opening his borders he tried to protect the Cossacks escaping from Russia. In the second half of the XVIIIth century, it was seen that the Ottoman Empire settled the Cossacks which he named as Agnad and Potkali, on the banks of the Danube by patronizing them. The Cossacks, who were warriors, were employed in the army, while the rest continued their traditional life in the places they were placed. In this process, the Ottoman Empire provided all kinds of support to the Cossacks and protected them by not keeping them different from other subjects. Thus, the Cossacks were included in the social life of the Ottoman Empire and lived as subjects of the state. The topic of this study is on Agnad and Potkali Cossacks who were settled on the Ottoman territories and became the subjects. In this context, it has been studied how the protecting process of the Cossacks changed into the settlement process as a result of the events. It has been tried to discuss the status and definition of both Agnad and Potkali Cossacks on the Ottoman territories, and tried to determine their relations with local people and each other in the places they settled.