Dini türbeler, manevi gücü olduğuna inanılan ve halk arasında “mübarek kişiler” olarak bilinen, tanınan şahısların gömülü oldukları yerlerdir. Bu yerler, toplum açısından kutsal mekânlar olarak bilinir ve dini mimarisiyle de ön plana çıkarlar. Bu tür mekânları ziyaret edenler, genellikle yaşamlarında karşılaştıkları, ancak aşamadıkları bir takım sorunlarını Tanrı katında değeri yüksek olduğuna inandıkları kişilerin mezarlarında, türbelerinde anlatmak için giderler. Kutsalı mekânsal anlamda şekillendiren bu yerler, aynı zamanda çeşitli istek ve dileklerin de ifade edildiği yerlerdir. Türbe ziyaretleri genellikle dua etmek, namaz kılmak, kurban kesmek, türbeye çaput bağlamak, türbe duvarına yaslanarak ağlamak, türbenin avlusundan toprak almak veya türbede birkaç gece yatmak şeklinde görülen ve genellikle din dışı veya batıl inanç olarak değerlendirilen bir takım ritüellerle gerçekleşmektedir. Bu tür dini ritüellerde, “halk dindarlığı” olarak bilinen İslam öncesi inançların büyük bir etkisi bulunmaktadır. Zira birçok toplum gibi Türkler de, İslam’a girmeden önceki dini inanışlarının bir kısmını, İslam’ı kabul ettikten sonra da devam ettirmiş, kimi zaman bu inançları İslami uygulamalarla sentezleyerek geleneksel bir forma dönüştürmüştür. Geleneksel din anlayışı içerisinde gördüğümüz türbe ziyaretlerini de bu bağlamda değerlendirmek mümkündür. Bu çalışma, Siirt ili Veysel Karani Türbesi örnekleminden hareketle söz konusu türbe ziyaretlerinin halk açısından anlamını, türbe ziyaretlerinin nedenlerini, ziyaretçilerin beklentilerini ve ziyaret esnasında uygulanan dini ritüelleri araştırmayı amaçlamaktadır.
Religious shrines are places where people who are believed to have spiritual power and who are known as “blessed persons” among the people are buried. These places are known as sacred places in terms of society and noteworthy with their religious architecture. Those who visit such places often go to the graves/shrines of people about whom they believe to have high in value in the sight of God for their problems they encounter in their lives, but they cannot overcome. These places where sacredness is formed in a spatial sense are also places where various wishes and hopes for future are expressed. Visits to the shrine are usually performed by prayer, perform salaat, sacrifice, putting cloth representing hope to the shrine, crying leaning against the shrine wall, taking land from the courtyard of the shrine, or taking a few nights in the shrine which are generally considered to be irreligious or superstitious rituals. In such religious rituals, pre-Islamic beliefs, known as “Folk religiosity,” have a great influence. Because, like many societies, Turks continued some of their religious beliefs before converted to Islam after they accepted Islam, and sometimes they synthesized these beliefs with Islamic practices and transformed them into a traditional form. In this context, it is possible to evaluate the visits to the shrine, which we see in traditional religious understanding. The purpose of this study is to examine the meaning of these shrine visits in terms of the public, reasons of the shrine visits, expectations of visitors and the religious rituals practiced during the visit.