ÖZET Tahrir defterlerinin tarih araştırmalarındaki önemi çok büyüktür. Tahrir defterleri, Osmanlı maliye teşkilâtında vergilerin ve bu vergileri verenlerin ismen tespiti için değişik dönemlerde farklı yerlerde gerçekleştirilen sayımları ve bu sayımların kaydedildiği defterleri ifade eder. Osmanlılarda bir yöre fethedildiği zaman hemen ardından tahrir yapılır, daha sonra da çeşitli vesilelerle tahrir yapılmıştır. Tımar, devlet başkanı veya onun adına yetkililerin, özellikle arazi gibi taşınmaz mallarla, maden ocağı vb. tabi kaynaklarını mülkiyet, işletme veya faydalanma hak ve imtiyazlarını ya da bir bölgenin vergi gelirlerinin uygun kişilere verilmesidir. Geçmişi Selçuklulara kadar uzanan yaya ve müsellem teşkilatı, Osmanlılarda Orhan Gazi döneminde kurulmuştur. Selçuklularda olduğu gibi, aynı şekilde Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminde ilk maaşlı hassa kuvvetleri olarak bilinen yaya ve müsellemler, ocaklar şeklinde teşkilatlanan ve savaş zamanında orduya katılan, barış dönemlerinde ise tasarruf ettikleri çiftlikleri ekip biçen askerî bir sınıfı oluşturuyordu. Kaynağını önemli ölçüde Yörükler ile Türk köylülerinin oluşturduğu yaya ve müsellemler, kendilerine tahsis edilmiş olan çiftliklerde, yaya-müsellem ve yamaklardan müteşekkil ocaklar halinde teşkilatlanarak bütün Anadolu ve Rumeli’ye yayılmışlardır. Osmanlı ordu teşkilatını üç kategoride inceleyebiliriz. Birincisi merkez kuvvetler ki bunlar yeniçeriler, Cebeciler, topçular, top arabacıları ve süvarilerdir(altı bölük halkı). İkincisi, Eyalet askerleri; yaya ve Müsellemler, Tımarlı Sipahiler, Akıncılar, Tabi devlet Askerleri vs. Üçüncüsü ise, Deniz Kuvvetleri. Dolayısıyla, Yaya ve Müsellemler ile Tımarlı Sipahiler, eyalet askerleri gurubundadırlar. Yaya ve müsellemler ise, savaş süresince ulufe alıp, Osman Bey’in taşrada oturan hassa kuvvetleri sayılıyordu. Aslında Yaya ve Müsellemlerin sanki iki fonksiyonu vardı. Birincisi hassa kuvvetler olmaları, ikincisi ise eyalet askerleri olmalarıdır. Çünkü savaş zamanında kapıkulu askerleri gibi ulufe alıyorlar; savaş olmadığı zamanlarda ise, tımarlı sipahiler gibi çiftliklerinde ekip biçerek çiftçilikle uğraşıyorlardı. Yaya ve Müsellemler, Tımarlı Sipahi teşkilatının dışında ayrı sancak teşkilatlarına sahiptiler. Bu durumda bir bölgede iç içe girmiş üç ayrı sancak teşkilatı bulunmaktaydı. Beylerbeyliğinde birleşen bu üç teşkilat kuruluş itibarıyla birbirine çok benzerler. Yaya ve Müsellem sancaklarında, tımar sancak beylerine karşılık, yaya ve müsellem sancak beyleri, subaşılarına karşılık yayabaşı ve çeribaşılar, tımarlı sipahilere karşılık yaya ve müsellemler, cebelülere karşılık da yamaklar bu iki teşkilatın kuruluş kademelerini oluşturuyordu. Bu durumda, yaya sancağına bağlı yerlere yayalık yer, müsellem sancağına bağlı yerlere müsellemlik yer, tımarlı sipahi sancağına bağlı yerlere sipahi yeri denmekteydi. .
ABSTRACT The importance of tahrir notebooks in historical research is very great. Tahrir registers refer to the censuses carried out in different places in different periods in order to determine the taxes and those who pay these taxes in the Ottoman finance organization, and the books in which these censuses are recorded. In the Ottomans, when a region is conquered, tahrir is done immediately after, and then tahrir is done on various occasions. Timar, the head of state or on behalf of the authorities, especially with immovable property such as land, mines, etc. It is the granting of property, operation or utilization rights and privileges of natural resources or tax revenues of a region to eligible persons. The pedestrian and musellem organization, which dates back to the Seljuks, was established in the Ottomans during the Orhan Gazi period. Like the Seljuks, the pedestrian and musellems, known as the first salaried hassa forces during the establishment period of the Ottoman Empire, constituted a military class that was organized as hearths and joined the army in wartime and cultivated the farms they had saved in peacetime. Pedestrian and musellems, whose source was mainly Yörüks and Turkish villagers, were organized in the farms allocated to them in the form of quarries consisting of yaya-müsellem and yamaks and spread all over Anatolia and Rumelia. We can examine the Ottoman army organization in three categories. The first is the central forces, which are the Janissaries, Cebeci, artillery, coachmen and cavalry (people of six companies). Second, State soldiers; pedestrians and Müsellems, Sipahis from Timar, Akıncılar, Natural State Soldiers etc. Third, the Navy. Therefore, Yaya and Müsellemler and Sipahis from Timar are in the group of state soldiers. On the other hand, pedestrians and müsellems were regarded as the sensitive forces of Osman Bey, who were sitting in the provinces, wearing the ulufe during the war. Actually, Yaya and Müsellems had two functions. The first is that they are sensitive forces, and the second is that they are state soldiers. Because in time of war, they take ulufe like Kapikulu soldiers; and when there was no war, they were engaged in farming by cultivating on their farms like the timar sipahis. Yaya and Müsellemler had separate sanjak organizations apart from the Tımarlı Sipahi organization. In this case, there were three separate sanjak organizations intertwined in one region. These three organizations united in the Beylerbeyliği are very similar to each other in terms of establishment. In the Yaya and Müsellem sanjaks, the yaya and müsellem sanjak lords in return for the timar sanjak lords, the yayabaşı and cheribasi against the subaşıs, the yaya and musellems against the timar cavalrymen, and yamaks against the cebellus constituted the establishment levels of these two organizations. In this case, the places connected to the pedestrian sanjak were called pedestrian places, the places connected to the müsellem sanjak were called musellem places, the places connected to the timarlı sipahi sanjak were called sipahi places.