Pertevî Ali Efendi, Mora yarım adasında Atina yakınlarında İstefe şehrinde doğmuştur. Tahsilini tamamladıktan sonra bir müddet Atina’da müftülük yapmıştır. Siyaset, ahlak ve eğitimden bahseden “Rebîu'l-Mülk Âdâbü Sülûki’l-Mülûk” adlı eserini, II. Osman’a (1617-1622) sunmuştur. Bu eserini iki bölüm olarak tertip etmiştir. Birinci bölümde ileri gelen devlet adamlarının eğitimi ve uyulması gereken esaslarla ilgili önemli kaide ve kanunlar üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise devlet memurlarının riayet etmesi gereken usul ve davranışlara yer verilmiştir. 16. Yüzyılda başlayan, 17 ve18. Yüzyıllarda da devam eden, Osmanlı devlet adamı ve aydınları tarafından yazılan, devletin içinde bulunduğu bunalımı ve çözüm yollarını arayan siyaset-nâme, nasihat-nâme, lâyıha türü eserler, genel olarak siyasi, sosyal, iktisadi, askeri problemleri ortaya koyarak ilgilileri uyarmaya, bu problemleri gidermeye çalışmıştır. Siyasi, iktisadi ve askeri boyutlar ihmal edilmeden, eğitim ve kültür yapılarının da ele alınmasıyla ortaya konan araştırmalar ve ortaya çıkan sonuçlar daha gerçekçi olacaktır. Eğitim ve öğretim toplumun davranışlarından bir parça olduğu için, o toplumun eğitim ve öğretim yapılarını da incelememiz gerekir. Ancak o zaman o toplum hakkında sağlıklı kararlar verebiliriz. Aslında eğitim, hayatın bütün alanlarını kapsar ve uzun bir süreçtir. Fakat eğitim denilince hemen akla gelen okullardır. Kişinin şahsiyeti, doğuştan getirdiği, aile, çevre ve eğitim kurumlarında aldıklarını yoğurulması ile şekillenir. Bu aile, çevre ve okul ne kadar milli, sağlam ve düzenli olursa yetişen kişiler de o derece şahsiyetli olurlar. Pertevi, eğitimin bu denli önemini çok iyi kavradığı ve önemine vakıf olduğu için iki bölümden oluşan eserinin birinci bölümüne devlet adamlarının eğitimi başlığını vermiştir. Daha sonraki bölümlerde de vezirler ve devlet adamlarının eğitiminin önemine ve ayrıca eğitim yöntemiyle ilgili konulara da yer vermiştir. Diğer siyasetnamelerde eğitim konularına ya hiç değinilmemiş ya da bu konuda birkaç cümleye yer verilmiştir. Dolayısı ile yazarın bu siyasetnamesi diğer siyasetname geleneğinden bu yönüyle oldukça farklıdır. Genel olarak Pertevi’nin siyasetname’ sinin diğer siyasetnamelerden en önemli farkları sıralamamız gerekirse: 1-Vezirlerin devlet adamlarının ve çalışanların eğitimidir. 2-Eğitim yöntemlerini konu alması. 3-Takım çalışmasının önemine vurgu yapması. 4-Davranış eğitimi üzerinde durması. 5- Eğitimde Sevginin Önemine değinmiştir. 17. yüzyılda Pertevi’nin, siyasetnamesinde eğitim, eğitim yöntemleri, takım çalışması, davranış eğitimi, eğitimde sevginin önemine vurgu yapması fevkalade önemli bir husustur. Çünkü bugün, genellikle o dönem eğitim sistemi yöntem eksikliği açısından dolayı tenkit edilir. Hâlbuki ki bundan beş asır önce bile Osmanlı medreselerinin günümüzle kıyaslanacak yönleri vardır. Mesela, her öğrenciye çok yüksek meblağ burs verilirdi, her türlü ihtiyaçları karşılıksız karşılanırdı. Sınıf değil ders geçme sistemi vardı. Bütün öğrenciler kendi işlerini kendileri yapardı. Öğrenciler, halktan kopmuyorlar, her yıl en ücra köylere kadar giderek halkı aydınlatırlardı. Sınıfta her öğrenci hocanın önüne gider, dersini hocaya verirdi. Bu bireysel ve her çocuğun seviyesine uygun bir öğretme yöntemi idi. Bu hususlar bugün bile modern eğitim sisteminde kabul gören yöntemlerdir.
Pertevî Ali Efendi was born in the city of Istefe, near Athens, on the Peloponnese peninsula. After completing his education, he worked as a mufti in Athens for a while. His work titled "Rebîu'l-Mülk Âdâbü Sülûki'l-Mülûk" that talks about politics, ethics and education, II. Osman (1617-1622). He organized this work in two parts. In the first chapter, important rules and laws regarding the education of leading statesmen and the principles to be followed are emphasized. In the second part, the procedures and behaviors that should be followed by civil servants are included. Beginning in the 16th century, 17th and 18th. Works written by Ottoman statesmen and intellectuals and seeking solutions for the crisis and the state's crisis, which continued throughout the centuries, such as politics-nâme, advice-nâme, and lâyuha, generally reveal political, social, economic and military problems and warn those concerned, tried to fix. Without neglecting the political, economic and military dimensions, the researches and the results will be more realistic by considering the educational and cultural structures. Since education and training is a part of society's behavior, we need to examine the education and training structures of that society. Only then can we make healthy decisions about that society. In fact, education covers all areas of life and is a long process. But when it comes to education, it comes to mind immediately. Person's personality is shaped by kneading what he is born with, what he has acquired in family, environment and educational institutions. The more national, sound and orderly this family, environment and school are, the more personal they are. Since Pertevi understood the importance of education very well and knew its importance, the first part of his work, which consists of two parts, titled the education of statesmen. In the following chapters, the importance of the education of viziers and statesmen, as well as issues related to the method of education, are also covered. In other politics, education issues were either not mentioned at all or a few sentences were included in this regard. Therefore, this politics of the author is quite different from the other politics tradition in this respect. In general, if we need to list the most important differences of Pertevi's politics from other politics: 1-It is the education of the viziers, statesmen and employees. 2-The subject of training methods. 3-Emphasizing the importance of teamwork. 4-To focus on behavioral training. 5- He mentioned the Importance of Love in Education. In the 17th century, Pertevi's emphasis on the importance of education, training methods, teamwork, behavioral training, love in education is an extremely important issue in his politics. Because today, the education system at that time is often criticized for lack of methodology. However, even five centuries ago, Ottoman madrasahs have aspects that can be compared to today. For example, a very high amount of scholarship was given to each student, all their needs were met free of charge. There was a course passing system, not a class. All students would do their own work. The students did not break away from the people, they went to the most remote villages every year and enlightened the people. In the classroom, every student would go to the teacher and give his lesson to the teacher. This was an individual teaching method suitable for each child's level. These issues are methods that are accepted in the modern education system even today.